“37 Uses for a Dead Sheep”
“Ölmüş Bir Koyunu Değerlendirmenin 37 Yolu”

İngiliz yönetmen Ben Hopkins’in belgesel filmi, özellikle bizim insanlarımızın içini ısıtacak görsel bir anlatım sergilerken, gerisinde tatlı bir tebessüm de bırakıyor.

2006 yılında, Berlin Film Festivali’nde ‘Forum’ bölümünde ilgiyle karşılanan ve Caligari Özel Ödülü de alan yapım, asıl başarısını Kanada’da yapılan Hot Docs Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde ‘En İyi Belgesel Film Ödülü’nü kazanarak gösterdi.

Yönetmen Ben Hopkins, son 10 yıl içinde Orta Asya’dan gelmiş küçük sayılabilecek bir topluluk hakkında belirsiz bir gerçeği ele alıp, farklı bir anlatım yolu seçerek etnografik bir belgesel çekmeyi başarmış.

Film, şu an Türkiye’de Erciş‘de soylarını devam ettiren Pamir Kırgızları’nın yakın tarihini anlatmak için dramatik sahnelerin eşliğinde çekilmiş sıradışı bir belgesel.

Kırgızların zorlu yolculuğu

19. yüzyılın sonunda, Ruslar ve İngilizler tarafından, Rus İmparatorluğu ile İngilizlerin idaresi altındaki Hindistan arasında bir tampon bölge olarak kurulan Afganistan, Kırgızların ülkesini Rus, Çin ve Afgan Pamir’i olarak üçe ayırdı. Komünizme her zaman karşı çıkan Kırgızlar önce Çin’e sığındılar, Çin’de Mao’nun iktidara gelmesiyle tekrar Afgan Pamir’ine geri dönmek zorunda kaldılar. 1978’de Sovyetler’in Afganistan’ı işgal etmesiyle de bütün kabile 30 bin baş hayvan ile dağları aşarak Pakistan’a kaçtı.

Sıcak iklime dayanamayan çok sayıda Kırgız ölünce, liderleri Hacı Rahman Kul birçok ülkeye mektup yazarak sığınma hakkı istedi.Dört yıl sonra aynı hafta içinde hem Alaska’dan hem de Türkiye’den olumlu yanıt aldılar. Türk kökenli olan, Türkçe’ye yakın bir dil konuşan Müslüman Kırgızlar Türkiye’yi tercih ettiler ve 1982’de uçaklarla Türkiye’ye getirilerek Van’ın Erciş ilçesine yerleştirildiler.

Çekilen filmde Rus askerlerini Van Devlet Tiyatrosu oyuncuları canlandırdı. Kırgızlar ise hem kendilerini hem de atalarını oynadılar. Hayvancılıkta son derece usta olan Kırgızlar, bir koyundan yararlanmanın 37 farklı yolunu bilmelerine karşın yetişen yeni nesil eğitimi önemseyerek büyük kentlere gitmeyi tercih ediyor. Mesela İstanbul’da internet kafe açmayı düşünen genç bir Kırgıza göre Ulupamir Köyü 30 yıl içinde tamamen terk edilecek.

Bizim “fetir” ne olmuş?